exa haber | SonDakika | Haberler

Reklam

Haniye suikastı: Bölgesel savaş ihtimali arttı mı?

Haniye suikastı: Bölgesel savaş ihtimali arttı mı?

Doç. Dr. Bekir Gündoğmuş, Hamas lideri İsmail Haniye’nin İran'ın başkenti Tahran'da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetmesine ilişkin konuştu.  İsrail’in Haniye suikastı ile savaşı yaymak istediğini söyleyen Doç. Dr. Gündoğmuş, “İsrail 7 Ekim’den beri Gazze’deki vahşetinden kaynaklı olarak tüm dünyada meşruiyet sorunu yaşıyor. Haniye suikastıyla Batı medeniyeti adına medeniyet savaşı yürüttüğü yönünde meşrulaşma imkânı sunuyor” dedi.


Hamas lideri İsmail Haniye, İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmak üzere bulunduğu Tahran’da düzenlenen saldırı sonucu öldürüldü. Saldırıda Haniye’nin koruması da hayatını kaybetti. Hamas, saldırının İsrail tarafından saat 02.00 sıralarında güdümlü füze kullanılarak gerçekleştirildiğini belirtildi. Hamas ve İran Devrim Muhafızları, Haniye'nin hayatını kaybettiği saldırının arkasında İsrail'in olduğunu açıkladı.

Haniye suikastı: Bölgesel savaş ihtimali arttı mı?
Haniye suikastı: Bölgesel savaş ihtimali arttı mı?


Hamas: Cezasız kalmayacak

Haniye'nin öldüğünü doğrulayan Hamas, yaptığı ilk açıklamada, "Haniye, siyonist bir saldırı sonucu Tahran'da öldürüldü. Hamas liderinin suikastı korkakça bir eylem, cezasız kalmayacak" ifadelerini kulllandı. Hamas'ın silahlı kanadı Kassam Tugayları, Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin “savaşı yeni boyutlara taşıyacağını” ve büyük yansımaları olacağını söyledi.

İsrail saldırıyla ilgili yorum yapmadı

İsrail hükümet sözcüsü yaptığı açıklamada ise "Haniye'nin ölümü konusunda yorum yapmıyoruz" dedi. Gazze'de ateşkes müzakerelerine bağlı olduklarını savunarak "Rehine anlaşmasının başarıya ulaşmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Bekir Gündoğmuş, Haniye suikastı ve bölgesel savaş ihtimaline ilişkin Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.

“Elindeki potansiyel silahları kullanma imkânına kavuşuyor”

İsrail’in Hamas Lideri İsmail Haniye suikastı ile savaşı yaymak istediğini söyleyen Doç. Dr. Gündoğmuş, “Zira bu sayede elindeki potansiyel silahları kullanma imkânına kavuşuyor. Nedir bu potansiyel silahlar? Bölge ülkelerdeki kukla yöneticiler, muhbirler, ajanlar, işbirlikçi medya ve sermaye kesimleri. Bunlar aracılığıyla bölge ülkelerine yayılan savaşta kimin kimle niçin savaştığını bile anlayamadığı kaos ortamından istifade ediyor” dedi.

“Savaşı yaymak işgal rejimi açısından iki önemli avantajı beraberinde getiriyor”

“Gazze’de yürütülen savaşta Filistinlilerin karşısında yedi düvelden paralı askerleri de getirdiği halde başarı yakalayamadığına hep birlikte şahitlik ediyoruz” diyen Doç. Dr. Gündoğmuş sözlerini şöyle sürdürdü;

“Onun için savaşı yaymak işgal rejimi açısından iki önemli avantajı beraberinde getiriyor. Bunlardan birincisi; İsrail 7 Ekim’den beri Gazze’deki vahşetinden kaynaklı olarak tüm dünyada meşruiyet sorunu yaşıyor. Medya ve siyaset silahı kullanılarak terörize edilen Lübnan, Yemen, Suriye, Irak ve İran’ın dahil edildiği bir savaş, İsrail’e Batı medeniyeti adına medeniyet savaşı yürüttüğü yönünde meşrulaşma imkanı sunuyor.

Bir diğeri de İsrail’in “Hittin travması” yaşamamak için oluşturduğu böl-parçala taktiğinin işlerlik kazanmasıdır. İsrail, Hittin korkusuyla, yani Müslümanlar birleşir ve Kudüs’ü yeniden özgürleştirirler korkusuyla, bölge ülkelerini birbirine düşman eden ve kendi içlerinde de vahdetini ortadan kaldıran bir strateji izliyor. Savaşın yayılması işte tam da bu noktada ülkelerin kendi içinde kaosa düşmesine ya da birbirlerine karşı düşmanlaşmasına sebep olacaktır. Mesela Hizbullah’ı bahane ederek Lübnan’a yapılan saldırı Hizbullah’a mesafeli diğer Lübnanlı gruplar ile Hizbullah’ın karşı karşıya gelmesine neden olabilecektir. Senin yüzünden savaş bizim ülkemize geldi anlamında yani. Bu arada Müslümanlar birbirini suçlarken gerçek katil ise vahdeti ortadan kaldırmanın ve spot ışıklarından kurtulmanın keyfini yaşayacaktır. Tabi bunu İsrail’e karşı mücadele yürütülmesin anlamında söylemiyorum, işgal rejiminin muhtemel planı açısından söylüyorum”

“Bölge ülkelerinin ortak düşmanı Siyonizm olmak zorundadır”

Haniye’nin İran’da öldürülmesinin işgal rejimi sürecine hizmet eder nitelikte bir gelişme olarak okumak gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Gündoğmuş, “Türkiye’de son yıllarda yürütülen bir İran kampanyası var. Bir tarafta bölgesel konumlanmasından ötürü koyu İran taraftarları çoğunluk olan diğer tarafta da İran’a İsrail’den daha fazla düşmanlık besleyenler. Bir defa bu hatayı düzeltmek gerekir. Bölge ülkelerinin ortak düşmanı Siyonizm olmak zorundadır. Bunun aksine Müslüman ülkelerin İsrail ile dost mu düşman mı olduğunun yanıtını aramaya yönelenler mahcubiyet sorunu yaşar. İlk taşı günahsız olanınız atsın hesabı…  İran’ın etrafının İsrail ve ABD tarafından üsler aracılığıyla kuşatıldığı gerçeği ortada iken böyle bir saldırıya şaşırmak beyhudedir diye düşünüyorum. Elbette daha fazla güvenlik önlemi alınmalıydı türünden değerlendirmeler yapılabilir. Fakat bunu başka yerlere çekmenin Siyonist okumalardan etkilenme ile mümkün olacağı kanaatindeyim” diye konuştu.

“İsrail diplomasiden ve bölge ülkelerinin bağımlılığından istifade etmektedir”

Suikastın Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ve tüm Müslüman liderler açısından bir mesaj niteliği taşıdığını vurgulayan Doç. Dr. Gündoğmuş, “İşgal rejimi bu korkuyu tesis etmek için kullanmak isteyebilir elbette, ancak Müslüman liderler bunu bir ve beraber olmak bakımından bir fırsat olarak değerlendirmelidir. Bölge ülkeleri İsrail karşısında birleşip ortak hareket etmediği sürece, daha doğru ifadesiyle kınamanın ötesine geçmediği sürece ne yazık ki mesaj İsrail’in arzu ettiği istikamette karşılık bulacaktır. Hâlbuki İsrail’in gücünün askeri özelliklerden kaynaklanmadığını 7 Ekim’den beri öğrendik. İsrail diplomasiden ve bölge ülkelerinin bağımlılığından istifade etmektedir” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Sümeyye Aksu

Kaynak: Elips Haber

Fotograf kaynak: Elips Haber

Yorumlar

Yorumunuz için teşekkür ederiz!

Daha yeniDaha eski
google news bton